2 TEMMUZ AĞRISI
YOL
Bir yürüyüş
eyleyenlerin
yolu bu
uzak dünlerden
bugüne
Görecekler sonra
ermezliğini
bir yangınla
çıkanlar
o yolun önüne
Kemal Özer
Evrensel manada erdemli insan, başkasının yüzünde
patlayan tokatı kendisinde hissedebilen ise; yeniden ve her zaman soralım
öyleyse, insan olabilmenin neresindeyiz? Konu 2 Temmuz olunca değil unutmak;
akıldan çıkmıyor gözlerimizde asılı duran yangın görüntüleri. Yaşam zıtlıklar
mücadelesi hep; barışla savaşır savaş,
hoşgörüyle didişir kabalık, sevginin karşısında durur sevgisizlik... Oysa sevinci
paylaşmakta olduğu gibi zulümlerimiz de insanlık tarihiyle yaşıt!.. Evrenin
dönüşü, haktan alıp halka veren, anlamı paylaşmak olan ve Hünkar Hacı Bektaş` ın ifadesiyle semah; ‘ ariflerin adeti, muhiplerin ibadeti, taliplerin maksududur. Hakka, ki
bizim semahımız oyun değildir, ilahi bir sırdır, mecazi değildir’. Tıpkı 2
Temmuz`da kadın ve erkeğin birlikte döndüğü semah gibi; yalınayak, sade ve
hakikati gösteren... Bu nedenle 2 Temmuz 1993 Sivas katliamı; hakikat, hoşgörü, paylaşma ve sevgiyi gölgelemenin kalkışmasıydı.
Yine bir soruyla düşünelim, ‘2 Temmuz Sivas` ı unutmuyoruz’ tekrarlarının dışında peki ne yaparsak bu ağrı diner ya da neyle unutulmamış olur?
Uluslararası hukuk ve insan hakları beyannamesi bağlamında öncelikle gerekli
kriterler yerine getirilip ve tabii ki katliamlarla yüzleşerek mümkün. Değil 2
Temmuz Sivas katliamı, yüzleşmeyi bekleyen o kadar unutamadıklarımız var ki!
Sanatını toplumsal sorumluluk ve tanıklıkla yükümlü gören
sanat insanları unutamadıklarımıza unutulmayacak katkılar sundular, sunuyorlar da
hala... Türkiye edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Kemal Özer, bu bağlamda adı anılması gereken
şair ve yazarlarımızdandır. Temmuz İçin
Yaralı Semah, Yangın Şiirleri (Yordam
Kitap, 2008) adlı eseriyle yitirdiğimiz güzel insanları şiirine konuk
ediyor, her bir ismi dile getiriyor. Kemal Özer ozanı/şairi ‘bilinç işçisi’ olarak görür, bu nedenle
insan yüreğini bilinçle doldurmanın amacını güttüğü gibi, şiirin niçin ve kime
yazıldığının da bilmesi gerektiğini söyler. Pablo Neruda`nın deyimiyle barıştan doğan ozanı, ekmeğin
undan doğması kadar gayet olağan bir bağ kurar.
Kemal Özer 1935 ` te İstanbul`da doğdu. İstanbul
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bülümünde eğitim gördükten sonra çeşitli
gazete, dergi ve yayınevlerinde çalıştı. Edebiyat dergileri kurdu ve yönetti,
bu bağlamda Yeni A Dergisi öne
çıkanlardandı. Türkiye Yazarlar Sendikası`nda yöneticilik yapmasının yanı sıra
kendi kurduğu Yordam Yayınevi`nde kendi
kitaplarını yayınladı. İlk üç şiir kitabıyla İkinci Yeni hareketinin içinde yer aldıktan sonra, ozanın toplumcu
yaklaşımı üzerine yoğunlaşan, toplumsal eylemler, yurdun ve dünyanın siyasal
olaylarını şiirine yansıtan bir tutum izledi. Yaşamın dinamik uçlarına sahip
çıkarak, onları bilemekten yana, şairi sorumluluğa davet eden bir tutum
izlemiştir. Şiir kitapları dışında; anı,
öykü, deneme, gezi, çocuk ve çeviri kitapları dahil olmak üzere altmışa yakın
edebi eser veren bir bilinç işçisinden yani şiirle düşünen
bir yazardan söz ediyoruz. Bu anlamıyla da yazar kime denir ve kimdir yazar sorusuna karşılık olarak, Kemal
Özer iyi bir cevap niteliği taşımaktadır.
Ölümünden önce en son eseri olması nedeniyle Temmuz İçin Yaralı Semah ayrı bir önem
de taşır. Kitap altı bölümden oluşuyor, kimi bülümler tek bir şiirden
oluşurken, kimi bölümler de beş altı şiir yer alıyor. Her bölümde yaşanan an’lara
tanıklık edilen dizelerle birlikte, kendi söyleyiş özelliklerini de beraberinde
taşıyor. Anlatılan kişileri uğraşlarından, daha başlamadan biten hayatların
ayrıntıları, onlardan geride kalan duyarlılıkları duyuruyor bizlere ozan. Metin
Altıok, Behçet Aysan, Carina, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin, Mehmet Atay,
Sehergül, Serkan, Gülsüm, Menekşe, Koray... ve her biri sıralanıyor tanık
günlerimize. Üstelik bütün anlatılan kişiler aynı uslupla anlatılmak yerine kişilerin
özlelliklerini yansıtan imge, kurgu ve söyleyişlere uygun davranılarak oluşturulan
güçlü metinler haline getirilmiş. Tıpkı Oğlundan Öksüz Kalan Ananın Şiiri ` nde
ifade edildiği gibi:
Ağaç desem ağaca
assam sazını
hangi dalın
kıvrımına güvensem
Yol desem yola
sorsam nerdedir
kimden gelir
kime gider bilmeden
Temmuz İçin
Yaralı Semah, Kemal Özer ` in de dile getirdiği gibi bir ozan olarak Sivas`a
yeniden bakmak, bu bakışı yiritirilenler adına bakmak, onların anılarıyla
bakmak, onlarla birlikte orada yok edilmek isteneni yeniden ayağa kaldırmak
isteğidir. Tıpkı Ömrü Kısa Kelebekler şiirinde dile getirdiği gibi:
Herkes unutmuş
olsa bile
sen tutuyorsun
ya aklında
yıllar geçti
diye aradan
susacak değilsin
ey ozan
Kemal Özer özellikle Tanık
Günler ve Umut Edebiyatı Yedi
Canlıdır deneme eserlerinde sanatı ve sanatçının ya da ozanın görevini
sorgulamaktan geri durmaz. Şiirin kavgasını, kültür ve siyaset kavgasından hiç ayırmıyor. Yine sanatı diğer
disiplinlerden üstte görmeden sanatın hayat kavgasında var olmasından hareketle
özellikle şiiri bu sorumluluk düşüncesiyle bütünler. Diğer taraftan sanatı
hayatın gerisinde ve toplumsal sorumluluktan bağımsız tutanlara karşı da ciddi
tavır alır ve yaşadığı topluma tanıklık eden şiir ve diğer türdeki eserleriyle
bizleri buluşturmayı elden bırakmamıştır. Zonguldak kömür ocakları başta olmak
üzere işçi ve emekçinin sesine Onların Sesleriyle Bir Kez Daha eserinde ses
olmuştur. Yine 12 Eylül zindanlarında hayatları çalınan evlatları için anaların
diliyle Oğulları Öldürülen Analar
şiirleri aklımızda yer tutanlarındandır.
Bireyin mi toplumun mu şiirini yazmalı sorusuna cevap
olarak, bireye nereden bakıldığının sorgulanması gerektiğini söyler. Kemal Özer
eserlerinde bireyi anlatırken, toplumsal sorunları bireyde yansıması olarak görmek gerektiğini
vurgular. Bu nedenle Kemal Özer yaşanana bakmak, bakılanı görünür kılma çabası
güden, toplumcu gerçekçi sanat tutumunu elden bırakmayan ve de sanatını direnç
ve umutla ören bir bilinç işçisidir. 30 Haziran 2009`da yitirdiğimiz Kemal Özer ` i
ölümünün onuncu yıldönümünde bir kez daha saygıyla anarken; Son Söz Yerine
şiirinden bir alıntıyla 2 Temmuz`da yitirdiğimiz çocuklarımızı, gençlerimizi ve dostlarımızı
bir kez daha sevgi ve özlemle anıyoruz.
Zaman adınızla
anılacak Temmuz geldiğinde
Yerinden oynayan
ana yüreği kapının her çalınışında
Adınızla
anılacak körün gözünden
Perdeyi kaldıran
o alev
Utancın yüzü
yanıp durdukça...
Özden Çiçek
1 Temmuz 2019