ŞEHRİN KOLEKTİF ŞARKISI
Toplumsal üretim ilişkileri içersinde kimi sanat dalları
bir arada olmayı ve birlikte üretmeyi koşul sayar. Birlikte söylemek ve üretmek
yoluyla, müzik sanatının icra biçimi ve yöntemi olan koro bu anlamıyla önemlidir. Üstelik insan sesinin ilk enstrüman
olma özelliğinin yanı sıra, doğal enstrüman olarak nitelendirilen ses sayesinde, birlikte söylemenin de en büyük sebebidir. Koro ile farklı insan sesleri birleşir, çoksesli
ya da teksesli yazılan eserler sayesinde muazzam bir tını zenginliği ortaya
çıkar. Böylelikle her koro üyesi
bütünün parçalarını oluştururken, parçalar da bütünün paydasında yer alır.
Koro tabiri
Yunanca khoros kelimesinden gelmektedir,
Latince chorus, İtalyanca coro, İngilizce chorus, Fransızca choeur,
Almanca Chor ve Türkçe diline
yerleşen koro; tek ve çoksesli müzik
yapıtını seslendirmek için bir araya gelen seslendirici/yorumcu/icracı
topluluğu anlamına da gelir. Yine mecazi anlamda söylersek hep birlikte yapılan
bir iş olarak da anlaşılır. Görevleri
belli olmak kaydıyla birlikte yapılan tüm işler, toplumsal emek kavramı
içinde oldukça anlamlı ve değerli bir yere sahiptir. Birlikte üretilen her
türlü faaliyet, konu edilmesi nedeniyle
sanatsal üretimler, estetik haz
açısından tüm icracı/seslendiriciler için önemli ve güzel etkinliklerdir. Koro; sayısal oluşum, ses türü, ses
kapasitesi ve tını bakımından dengeli, önceden belirlenen bir modele uygun
olarak tek ya da çoksesli müzik yapıtlarını seslendirme/yorumlama amacıyla
oluşturulan, yine toplumun kültür ve sanat yaşamına katkı sunan ses topluluklarının
kolektif adıdır.
Yazının konusu uzun uzadıya koro ile ilgili belirlemeler yapmak yerine; bir arada yaşayan insan
toplulukları, dahası şehir yaşamını estetize etme uğraşısı gösteren ve birlikte
söylenen şarkılar sayesinde üreten, insanın emeğidir. Kaldı ki; şehir yaşamının
monoton ve tüketiciliği karşısında müziğin
kolektif adı olan koro sanatı ile, sanat üretimi oldukça önemlidir.
Bildiğimiz üzere koro
için yazılmış müzik eserleri; piyano, org, orkestra, geleneksel çalgı
orkestrası ya da herhangi bir enstrümana gerek duyulmaksızın eşliksiz biçimde acapella
yöntemiyle seslendirilir. Koro türleri açısından; karma, kadın,
erkek, genç ve çocuk olmak üzere kategorize edilirken, sayısal bakımından ise
çok çeşitli koro oluşumlarından
haberdarız. Özellikle kimi senfoni eserlerinde yüzü aşkın üyenin yer aldığı korolar mevcuttur. Yine müzik türlerine
göre farklı koro türlerine
rastlıyoruz. Müzik türlerine göre sıralamak gerekirse; geleneksel sanat ve halk
müzik koroları başta olmak üzere, çoksesli, dini(kilise, tasavvuf vs.), opera, madrigal, jazz, pop ve oda korolarını
sıralayabiliriz. Kuruluş amaçlarına göre profesyonel(mesleki) ve amatör korolar en bilinen kategoridir.
Genel müzik eğitimi açısından da korolar önemli eğitim alanları olarak görülmelidir. Okul öncesi,
ilköğretim ve ilerleyen süreçlerde kurulan korolarda
yer almak, müzik eğitimine giriş olarak değerlendirilmelidir. Daha sonrasında
müzikle daha yoğun ve doğru ilişki kurulmak istenildiğinde müzik eğitimi veren
okulların korolarında yer almak
farklı bir yetkinlik alanı oluşturur müzik eğitimi alanlar için.
On bir yıldır sürdürülen Hannover Koro Günleri(Chortage Hannover) ilginç olduğu kadar şehrin
müzikle olan ilişkisi açısından önemli bir detay olarak görünüyor. Kayıt
altında tutulan bilgiye göre; Hannover ve çevresinde yüze yakın çeşitli koroların (kadın, erkek, karışık, çocuk
ve genç, kilise, jazz, pop, küçük grup, klasik, eşliksiz vb .) faaliyet
yürüttüğünden söz ediliyor. Yine verilen istatistik rakamlarına bakılırsa
seslendirici/icracı sayısının da ortalama 450-600 arası olduğu belirtiliyor. 535.000
nüfuslu bir şehirde altı yüze yakın koro
seslendiricisi/icracısı azımsanmayacak bir sayıdır. Bu rakam elbette nihai
sonucu oluşturmuyor, çünkü; çeşitli göçmen kurumların da oluşturduğu, çalışma
yürüttüğü amatör koro ve seslendirici/icracıların istatistik içinde yer almadığı
söylenebilinir.
Yazıya konu olması nedeniyle takip ettiğim Koro Günleri bir hafta süren müzik festivali biçiminde
organize edilmiş. Her gün yüzlerce amatör ve profesyonel olmak üzere müzik
ilgilisini/müzisyeni farklı sahnelerde ağırladığı
gibi, çeşitli koro eserlerini
dinlemek isteyen müzik severler için önemli etkinlik olarak
değerlendirilmelidir. İzlediğim konserde ilgi çekici bir başka detay ise; sekiz
farklı koro grubu eserlerinin icrasını
yönetmek üzere kadın şeflerin ağırlıkta olmasıydı. Koşullarına rağmen kadınların
her geçen gün özellikle müziğe olan ilgi
ve profesyonel biçimde müzik sanatına katkı sunmaları önemli bir olgu olarak
görülmelidir. Dinlediğim koro grupları içersinde üyelerin sayısal dağılımında
kadınların daha fazla olmaları aynı zamanda müziğe gösterilen ilginin yansıması
olarak düşünülmelidir. Sahnede müzik eserlerini seslendiren her koro grubu özenli ve uzun süren
çalışmanın sonucunu bizlere sunarken, amatör
diye nitelendirilen müzisyenlerin diğer profesyonel müzisyenlerle neredeyse
yakın düzeyde müzik eserlerinin icra edilebileceğini göstermiş de oluyorlar.
Bir hatırlatma yapacak olursak; Ruhi Su Dostlar Korosu bu anlamıyla adı
anılması gereken önemli örneklerdendir.
Etkinlikler boyunca sahnenin arka fonunda yer alan özet
cümle ise; ‘Kalbinle şarkı söyle!’ idi. Hannover ve çevresinde Koro Günleri`nin dışında müzikle ilgili
konser, kongre, söyleşi, konferans, eğitim seminerleri ve atölye çalışmaları,... gibi oldukça verimli
ve önemli etkinlikler düzenleniyor. Bir müzik eğitimcisi ve müzisyen olmam
nedeniyle sunulan etkinliklere olabildiğince katılmaya çalışırken, sürekli
öğreniyor olmak da ayrıca çok kıymetli. Bir
başka bilgi ise; Hannover şehri, UNESCO tarafından
belirlenen Müzik Şehri platformunda
da yer almaktadır.
Şehirlerde hayatlarını sürdürenler açısından sanatla
birlikte hayata tutunma çabası oldukça değerli. Yaşamın tek düze seyrine
karşı, şarkıları kolektif seslerle
doldurma çabası çok hoş. Ancak dünya genelinde geniş yığınlar için değil sanat
üretimi; insanın hayatta kalabilmesi için yürütülen mücadeleyle geçen ve bu
uğurda sönen hayatları bildikten sonra, yolumuz halen çok uzun... İnsanın
yaşamaktan keyif aldığı, özgürlüğün hüküm
sürdüğü koşullarda hayatı ve sanatı kolektif üretebileceğimiz; içten ve
kaygısızca söyleyeceğimiz şarkıların umuduyla...
Özden Çiçek
07.08.2019 / Hannover