LEONARDO`NUN DÜNYASI

 


Yeniden Doğuş anlamına gelen Rönesans;  toplumsal hayatın değişikliğe uğraması, düşünce dünyasının zenginleşmeye devam etmesinin yanında, sanat tarihi açısından da yetkin ürünlerin ortaya çıktığı bir dönemdir.  Bu dönemde sanat üreticileri ayrıca sadece sanat eserleriyle yetinmeyip; sanatın ne olup olmadığı konusunda düşünceler üretmişlerdir. 1450 ile 1600 ` lü yıllara tekabül eden bu süreçte sanatla ilgili önemli belirlemelerde bulunan dönemin sanatçıları, modern estetik biliminin kurulmasına da kaynaklık etmişlerdir. Kilisenin baskısına karşın, insanların gündelik sorunlarının  konu edildiği sanat eserlerine paralel,  hümanizm(insan odaklılık, insan merkeziyetçilik) fikri daha bir yaygınlaşmaya başlamıştır.  Yine anatomi biliminin gelişmesi, perspektifin daha iyi bilinir olması Rönesans döneminde resim sanatını özellikle geliştirmiştir.  Resim sanatının okul/ekollerden Venedik Okulu daha çok manzara resimleri ile ilgili çalışmalar sürdürken, Floransa Okulu ise insan anatomisi ve perspektife önem veren eserler ortaya çıkarmıştır. Floransa ` lı Leonardo da Vinci bu dönemin en bilinen ve hala eserleri ile adından söz ettirmeye devam eden çok yönlü sanat insanıdır. Mimarlık ve heykel sanatı açısından farklı tarz ve üslupta eserler verenler arasında Sandro Boticelli, Micheangelo ve Raffaello mutlaka adları sayılmalıdır.

Aylardır süren pandemi nedeniyle sınırlanan sanat etkinliklerini takip etmek kolay olmadığı gibi, ender işlerimiz arasında yer almaya başladı. Toplum sağlığının yanında sanatın lafı bile olmaza düşmeden, müzelerin açık olduğu bir süreçte izlediğim sergilerden biri de Leonarda da Vinci ` nin eserlerini görmek oldu. Ölümü üzerinden  beş yüzyıl geçen sanatçının eserleri, dijital bir sergi ile Almanya ` nın Hannover Eyalet Müzesi(Landesmuseum Hannover) ` nde Leonardo ` nun Dünyası(Leonardos Welt/Da Vinci Dijital) adıyla izleyiciyle buluştu.

Rönesans döneminde yaşamış çok yönlü sanat insanı Leonardo di ser Piero da Vinci 1452 yılında İtalya ` nın Vinci kasabasında dünyaya gelir. Oldukça zor bir çocukluk dönemi geçiren Leonardo, küçük yaşlardan itibaren oldukça yetenekli ve bir o kadar da iyi çizimleri nedeniyle kolayca fark edilmiş, özellikle matematiğe karşı ilgisinin yanında,  anatomi ve insan vücudu üzerinde yürüttüğü çalışmalar dikkat çekmiştir. Üniversite eğitimi alamayan Leonardo, babası sayesinde çeşitli atölyelerde çalışma imkanı bulmasının  yanı sıra,  dönemin ünlü ressam ve heykeltraşlarından Andrea del Verrecchio ile tanışma ve çalışma olanağına erişti, hatta bilim ve sanat arasındaki ince çizgiyi A. del Verecchio sayesinde edindiği söylenir. Leonardo resim ve heykel çalışmalarının dışında müziğe de ilgi duymaktaydı  ve yine küçük yaşlardan itibaren başlayarak oldukça iyi seviyede lir entrümanını çalabiliyordu. Floransa ` yı 1482 yılında terk eden Leonardo, Milano dükünün hizmetine girdi. Bu esnada sadece resim ve heykel yapmayıp; bina, makine ve silah tasarımlarında da bulundu. Çok farklı alanlarda ilgi ve beceriye sahip Leonardo bazı çalışmalarını bitiremedi. Çok yönlü insanların en büyük dezavantajlarından birisi de bir çok alanda faaliyet göstermeleri nedeniyle,  geride tamamlanmayan eserler bırakmış olmalarıdır.  

Leonardo,  insanı gerçeğe en yakın biçimde kas ve  eklemleriyle birlikte anatomik olarak detaylı incelemesi sonucunda ileri düzeyde çizimler yapabilmiş, hatta anatomi bilimine de önemli katkılar sunması oldukça değerlidir. Anne karnındaki bebek çizimleriyle de ayrıca resim sanatının ulaşabileceği  derinliği göstermiştir. Bir yanı burukluk diğer yanı gülümsemeyle birlikte anılan ve insan yüzünün simetrisini gösterdiği  Mona Lisa adlı eserini 1503 yılında yapmaya başladığı ve tablo tamamladıktan sonra yanından hiç ayırmadığı söylenir. Roma ` da yaşadığı dönemlerde papa için çeşitli etkinliklerde yer almasının yanında anatomi ve fizyoloji üzerine çalışmaya devam etmiş ancak papa kadavralar üzerinde çalışmasını yasaklamıştır.  Yaşamının son dönemlerinde sağ koluna felç inmesi nedeniyle bilimsel çalışmalara  ağırlık vermiş ve 1519 yılında  Fransa ` nın Amboise şehrinde yaşamını yitirmiştir. 

Beş farklı oda/bölüm  ya da konu başlığıyla hazırlanan dijital serginin ilk giriş kısmında; Rönesans döneminin özellikleri tasvir edilmiş,  o dönemde yer alan önemli sanat insanlarından olan Micheangelo ve Raffaello ile birlikte çalışmalarından kesitlerle birlikte, insan anatomisiyle ilgili çalışmalar izleyiciye sunuluyor. Ateşli silah yapımıyla ilgili çizimlerine de yer verilirken, acaba Leonardo militer düşünceye ne kadar yakındı diye düşünmeden edemiyor insan.  Serginin ikinci bölümünde;  Leonardo ` nun hayat hikayesinin detayları görseller yardımıyla anlatılıyor. İnsan anaotomisi başta olmak üzere fosiller ve  tabiat gibi konulara da ilgi duyan Leonardo, ilk tablosunu on sekiz yaşında iken yapmış, yine Rönesans döneminin bilinen ressamlarından  Sandro Boticelli  ile de çalışmalarda bulunmuş. 

Serginin üçüncü bölümünde ise;  bugüne uyarlanmış görüntüsüyle adeta bizlerle sohbet eden sureti yanı başınızda duruyor.  Dördüncü bölümde; ünlü Son Akşam Yemeği tablosu devasa bir boyutla, ışık ve gölge efektleriyle resmin her detayı izleyiciye gösterilmeye çalışılmış.  Ayrıca tablo sayesinde,  geometrik şekiller sayesinde adeta bilim ve sanatı buluşturma gayretinden de haberdar oluyorsunuz. Beşinci bölümde; dört duvara yansıyan Mona Lisa, Bebek Cenini çizimleri, ateşli silah eskizleri çeşitli fon müzikleri eşliğinde sizi içine çeken bir biçimde beş yüzyıl öncesine, Rönesans dönemine bir gezi yapmış oluyorsunuz. Söylenildiği gibi çok yönlü sanat insanı Leonardo, altıncı bölüm ve son bölümde; çeşitli dönemlerde yaptığı on beş tablosu  yine dijital biçimde izleyicilere sunuluyor. Leonardo da Vinci sergisi sonrasında, gerçeğin güzelle imtihanı sonucunda görsel bir şölene tanıklık ediyorsunuz.

Tutku ve ısrarla örülü bir sanat uğraşısı kolay olmadığı gibi, özgün ve çığır açan eserler sunabilmek ise daha farklı bir konudur. Leonardo, ‘Çalışmalarım olması gereken başarıya ulaşmadığı için tanrıyı ve insanları gücendirdim.’ sözüyle kendinde aşamadığı konu veya konular nelerdi? Bugünün gözüyle bizlere yetkin görünen ancak, Leonardo açısından eksik duran şey/leri bilemediğimiz gibi, mükemmele ulaşmak düşüncesi her sanat ilgilisinin varmak istediği yer midir ya da sanatta mükemmellik mümkün müdür?

Son söz olarak; toplumsal koşullarla birlikte dönemlerin ihtiyaç ve  tartışmalarını anlamak açısından sanat eserleri, önemli ve bir o kadar da insanlığın ortak hafızası olarak görülmelidir. Yine sanat türleri arasındaki bağ ve bütünlüğü görebilmek de bilinçli bir sanat yaklaşımını gerekli kılar. Her türlü sanat akımı ya da sanat üretimi; ait olduğu dönemin ihtiyaç ve koşulları sayesinde belirir ve öyle ortaya çıkar. Bu nedenle hiç bir  olgu ya da düşünceyi toplumsal koşulun dışında tutamayız.  İnsan/sanatın tarihine yolculuk yapmak her zaman önemli ve keyiflidir, yeter ki sanatı bilimle harmanlayan ve insanı araştıran sanat üreticileriyle yollarımız kesişsin!

 

KAYNAKÇA:

- Hannover Eyalet Müzesi Sergi Arşivi, Hannover, 2020

- Afşar Timuçin, Düşünce Tarihi, Genişletilmiş 2. Baskı, İnsancıl Yayınları, İstanbul, 1997 

- Afşar Timuçin, Estetik, Genişletilmiş 3. Baskı,  İnsancıl Yayınları, İstanbul, 1998

 

 Özden Çiçek

04.12.2020 / Hannover