ÇOCUKLARA ŞİİR



 

EKMEK VE YILDIZLAR

Ekmek dizimde

Yıldızlar uzakta mı uzakta

Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak

Öyle dalmışım ki sormayın

Bazen şaşırıp ekmek yerine

Yıldız yiyorum

                              Oktay Rifat

 

Yakın geçmişe değin yaşamın öznesi olarak görülmeyen çocuklar, gelinen aşamada çocuk hakları, çocuk pedagojisi, çocuk sineması ve çocuk edebiyatı gibi çeşitli başlıklarla anılmanın ötesinde, toplumsal  yaşamın en önemli unsuru haline geldiler. İlkin sözlü edebiyat ürünleri olarak bilinen; ninni, tekerleme, masal ve bilmecelerden esinlenilerek, çocuklar için yazılan eserlerden ve yazının konusu gereği şiirlerden de söz etmek gerekir. Dünya ve Türkiye literatüründe çocuk edebiyatının gelişimine dair kısa hatırlatmalar yapmakta fayda var.

15. yüzyılda İngiltere ` de ilkin büyükler için masallar basılmaya başlanmış ve yoğun olmamakla birlikte çeşitli aralıklarla olsa da 18. yüzyılda çocuklar için dini eğitim içeren eserlerin dışında edebiyat eserleri de yer almaya başlıyor.  Daha sonra Fransa ` da 17. yüzyılda ilk çocuk kitabı basılıyor. Çocuk edebiyatının klasikleri içersinde yer alan Siyah İnci, Alice Harikalar Dünyasında gibi eserlerin basımı nihayet 19. yüzyılda gerçekleşebiliyor. Psikoloji, pedagoji ve sosyoloji gibi alanlarda düşünce ve  önerilerin yaygınlaşmasıyla birlikte yazar ve edebiyatçılar, çocuk edebiyatına daha fazla yönelmeye başlamışlardır.

Türkiye ` de ise Tanzimat döneminden önce başlayan sözlü edebiyat türü olan masal, bilmece ve tekerlemelerin yanı sıra Nasreddin Hoca, Hacivat ve Karagöz gibi meddah biçimli sözlü eserlere daha sonra yazılı  eserler eklenmeye başlıyor. Divan Edebiyatı ` nın en bilinenlerinden Nabi ve Fuzuli ` nin az bilinse de çocuk şiirleri mevcuttur.  Şinasi ve  Recaizade Mahmud Ekrem ` in yazdığı kitaplara ek olarak çeviri eserler yine bu dönemin en öne çıkan üretimleridir.

Servet-i Fünun döneminden Milli Edebiyat dönemine uzanan süreç içerisinde Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret,  Reşat Nuri Güntekin ve Peyami Safa ilk akla gelenlerdendir.  1940`lı yıllara kadar çocuk edebiyatı alanında istenilen seviyeye ulaşılamasa da çeviri eserler bu dönemde fazlasıyla yer kaplıyor. 1950`li yıllardan itibaren Orhan Veli Kanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Aziz Nesin, Rıfat Ilgazlara ek olarak Yücel Feyzioğlu, Muzaffer İzgü, Gülsüm Cengiz, Gülten Dayıoğlu,  Zehra İprişoğlu, Sunay Akın  ve adlarını sayamadığımız edebiyatçıların/şairlerin var olduğunu biliyoruz.   Bu sürecin devamında edebiyat ve çocuk söylemi giderek genişleyip derinleşerek bugünkü konumuna erişiyor. Eğitimcilerin de dahil olduğu çocuk edebiyatı alanında sadece çocukları anlatan ve onlara ithafen yazılan şiir kitaplarına daha fazla rastlıyoruz. Ayrıca 1978 yılından bu yana 22 Mart Dünya Çocuk Şiirleri günü olarak  kutlandığını belirtelim.

Çocuk edebiyatı içerisinde şiir; anlatım düzeyi gereği kendisini çocukta tarif eden ve  çocukta anlam bulan eserlerdir. Çocuğun görüp  durduğu yerle beraber, aynı zamanda içinde çocukluğu taşıyan dille yazılmış pek çok eserden/şiirden söz etmek gerekir. Kaldı ki bu eserler tabii ki biz büyüklerin de ilgi ve beğenisine sunulduğu gibi, anlam ve içerik açısından bizlere düşen pay hiç de azımsanmayacak türdendir. Hatta bazı şiirler sanki bizim için yazılmışçasına, üzerimize fazlaca aldıklarımız ya da almamamız gerekenler vardır.


 

Bu düşünce etrafında Mehmet Fuat ` ın derlediği ‘’Çocuklar İçin Şiirler’’  kitabı hem çocuklar hem de biz büyüklere hitap ediyor. Kitabın Birkaç Söz bölümünde ilkin küçüklere not düşen Mehmet Fuat; şiirleri okurken hiç acele etmeden, tane tane ve yapmacıksız okumalarını salık veriyor. Kitapta sırasıyla; Nazım Hikmet Ran, Asaf Halef Çelebi, Cahit Sıtkı Tarancı, Rıfat Ilgaz, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Orhan Veli, Oktay Rifat, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil ve Cahit Külebi ` nin  bazı şiirleri yer alıyor. Mehmet Fuat, şiir örneklendirmelerinde  bulunmadan önce şairlerin hayat hikayelerinden kısaca bahsediyor. Kitapta yüzü aşkın şiire yer verilmiş ve her bir şiirden bahsetmek ya da açıklamalarda bulunmak mümkün olmasa da, okuduklarım içerisinde en akılda kalıcı şiirlerin başında ÇOCUKLUK şiiriyle Cahit Sıtkı Tarancı geliyor.

Affan Dede ` ye para saydım,

Sattı bana çocukluğumu.

Artık ne yaşım var, ne adım;

Bilmiyorum kim olduğumu.

Hiçbir şey sorulmasın benden;

Haberim yok olan bitenden.

 

Bu bahar havası, bu bahçe;

Havuzda su şırıl şırıldır.

Uçurtmam bulutlardan yüce,

Zıpzıplarım pırıl pırıldır.

Ne güzel dönüyor çemberim;

Hiç bitmese horoz şekerim!

 

Mehmet Fuat kitabın son bölümünde biz büyüklere Birkaç Söz ` le sesleniyor. Kitap, çocuklar için yazılmış tüm şiirleri kapsamadı gibi en iyileri olduğu konusunda bir iddia taşımadığını bildiriyor. Okuyucunun kendi çağrışımlarından biraz da olsa uzak durmaya çalışarak, bu şiirlerin okunmasını öneriyor. Kitap boyunca daha öncesinde okuduğumuz hatta iyi bildiğimiz şiirler de dahil; çocukların algısı üzerinden yeniden okuyunca gülümsemeyle bereber,  yer yer iç çekişlere engel olmayacak türden bir duruma tanıklık ediyorsunuz.

Çocuk şiirleri/edebiyatı tartışmalarından biri de milli ve manevi değerlerin verilip verilmemesi konusudur. Bu konuda farklı farklı görüşlerin var olması nihayetinde yazarın düşüncelerine paralel, yaşamdan beklentileriyle birlikte çocuğa yüklediği  anlamla ele alınması  gerekiyor. Milli değer yargılarını önceleyen eserler veren yazarlar olduğu gibi, çocukları bir araç olarak görmeyip onların dünyasına inerek evrensel doğrular etrafında yürüyen edebiyat eserlerini öngören yazarlar da vardır. Nihayetinde esas alınması gereken şey de;  çocukların zihinsel ve sosyal gelişimini baz almak suretiyle dil becerisi, estetik haz ve hayal gücünün gelişimi konusunda daha özenli yapıtlara ihtiyaç duyulduğudur.  


 

Çocuklar gerçek dünyanın sınırlarını zorlayan eserleri de okumak suretiyle  öğrendikleri karşısında hayatlarını sınarlar. Fazıl Hüsnü Dağlarca,  ‘’Gözlerinizle görmeyiniz, sözcüklerle görünüz: sözcükler gözleriniz olsun’’   ifadesiyle çocuklar için yazılması düşünülen şiirlerin, yöntemi konusunda önemli bir bakış açısı sunuyor.  Sanat ve çocuk başlığı içerisinde toplumun her kesimi kendi ideolojik yaklaşımıyla sanatını oluşturma gayreti güder. Ancak biz büyükler sorun ya da tartışmalarımızı  yürütürken  çocukları  araç/nesne olarak gördüğümüzün farkına varmayız, hatta dikte ettiğimiz ‘doğrularımızın’ çocukların anlam dünyasında karşılığının olup olmadığını sorgulamayız bile. Eğitimciler açısından da pedagojinin merkezine çocuğun ihtiyaçlarını alan, çocuğun anlam dünyasına uygunluk arz eden ilke ve yöntemler ışığında edebiyat eserlerini seçerken de seçici olmak gerekiyor.  Çocuklar için yazılmış şiirler için ise;  çocukların dil ve düşünme becerisine katkı sunacak müzikli şiir, öykülü şiir  gibi estetik hazzı geliştirici eserlerle buluşturmak gerekmektedir. Çocukların anlam dünyasına hükmetmek  yerine onlarla hayatı yeniden öğrenmek ve sorgulamak keyifli olduğu kadar, sorumluluk duymanın da bir başka tarifi aslında.

Cahit Sıtkı Tarancı ` nın şiirinde yer aldığı gibi çocukların  avuçlarına sığdıramadığı yıldızları onlarla birlikte kucaklamak dileğiyle!..

 

ÖZDEN ÇİÇEK

03.07.2021 / Hannover

 

KAYNAKÇA:

-Çocuklar İçin Şiirler, Derleyen: Mehmet Fuat, Yapı Kredi Yayınları, 2017

-Dünyada Ve Türkiye ` de Çocuk Edebiyatı ` nın Gelişimi, Onur Akbaş, Yüksek Lisans Tezi

-Gelin Çocuklar Birlikte Düşünelim, Zehra İprişoğlu, Çınar Yayınları, 2006

- Şermin,Tevfik Fikret, Afacan Çocuk Yayınları, 2012